Kadında Sakal Olmaması « İnsan
Kadınlarda yüz kılları denilen sakal ve bıyık bulunmaz. Dişilik bezleri
ve hormonları, başın üstündeki kılların yani saçların kuvvetlenmelerini
sağlarlarken, vücudun diğer büyük bir kesimindeki kılların oluşmalarını
ve gelişmelerini önlerler. Erkeklik hormonları ise yüz ve vücut
kıllarının büyümelerini sağlarlar ama başın üstündeki kıllara aynı
desteği vermezler.
Bütün bebekler doğduklarında, çok İnce, gözle zor görülen bir tüy
tabakası ile kaplıdırlar. Bu tüyler kısa bir süre sonra kaybolurlar.
Çocuklar ergenlik yaşma gelip, cinsiyet hormonları tam aktif hale
geçince vücutlarında hangi kılların yok olup hangilerinin kalıcı
olacağı belli olur.
Vücudumuzdaki kılların esas işlevlerinin vücudu iklim şartlan gibi dış
etkenlerden korumak olduğu biliniyor. Öyleyse aynı şartlarda yaşayan
kadın ve erkeğin vücutlarındaki kılların yerleri ve miktarları niçin
farklı?
Çok net olmasa da bu gelişimin ilk insanlar zamanından kalma olduğu
düşünülüyor. Erkek, avlanmak ve evini korumak amacı ile daha çok
dışarıda kaldığı, yüzü ve vücudu, dış iklim şartlarına daha çok maruz
kaldığı için bu bölgelerdeki kılların geliştiği, annenin ise daha çok
kapalı yerde kalıp, yavrusunu bağrına basıp, süt verdiği için vücut
kıllarının gelişmediği ileri sürülüyor.
Bıyığı ve sakalı olmamakla kadın çok şey kaybetmiş değil. En azından
her gün tıraş olma derdi yok. Rusya Bilimler Akademisi'nin yaptığı bir
çalışmaya göre havada bulunan toksik maddeler, insanların bıyık ve
sakallarının yüzeyleri tarafından tutulmakta, solunan havayı da devamlı
kirletmektedirler. Sigara içmeyenlerde bıyığın havayı kirletme indeksi
4,2 iken sigara içenlerde bu değer 24,7'ye kadar yükseliyor. Bıyık artı
sakalda bu indeksleri iki ile çarpmak gerekiyor.
alıntıdır...
Kadınlarda yüz kılları denilen sakal ve bıyık bulunmaz. Dişilik bezleri
ve hormonları, başın üstündeki kılların yani saçların kuvvetlenmelerini
sağlarlarken, vücudun diğer büyük bir kesimindeki kılların oluşmalarını
ve gelişmelerini önlerler. Erkeklik hormonları ise yüz ve vücut
kıllarının büyümelerini sağlarlar ama başın üstündeki kıllara aynı
desteği vermezler.
Bütün bebekler doğduklarında, çok İnce, gözle zor görülen bir tüy
tabakası ile kaplıdırlar. Bu tüyler kısa bir süre sonra kaybolurlar.
Çocuklar ergenlik yaşma gelip, cinsiyet hormonları tam aktif hale
geçince vücutlarında hangi kılların yok olup hangilerinin kalıcı
olacağı belli olur.
Vücudumuzdaki kılların esas işlevlerinin vücudu iklim şartlan gibi dış
etkenlerden korumak olduğu biliniyor. Öyleyse aynı şartlarda yaşayan
kadın ve erkeğin vücutlarındaki kılların yerleri ve miktarları niçin
farklı?
Çok net olmasa da bu gelişimin ilk insanlar zamanından kalma olduğu
düşünülüyor. Erkek, avlanmak ve evini korumak amacı ile daha çok
dışarıda kaldığı, yüzü ve vücudu, dış iklim şartlarına daha çok maruz
kaldığı için bu bölgelerdeki kılların geliştiği, annenin ise daha çok
kapalı yerde kalıp, yavrusunu bağrına basıp, süt verdiği için vücut
kıllarının gelişmediği ileri sürülüyor.
Bıyığı ve sakalı olmamakla kadın çok şey kaybetmiş değil. En azından
her gün tıraş olma derdi yok. Rusya Bilimler Akademisi'nin yaptığı bir
çalışmaya göre havada bulunan toksik maddeler, insanların bıyık ve
sakallarının yüzeyleri tarafından tutulmakta, solunan havayı da devamlı
kirletmektedirler. Sigara içmeyenlerde bıyığın havayı kirletme indeksi
4,2 iken sigara içenlerde bu değer 24,7'ye kadar yükseliyor. Bıyık artı
sakalda bu indeksleri iki ile çarpmak gerekiyor.
alıntıdır...